IVPITER
güç paneli ANLIK: 100/100 GERÇEK: 100/100
| Konu: Ana Kurgu - Versiyon 1 Cuma Nis. 17, 2020 9:08 pm | |
| Belki Beşbin Yıldır Yüzen Ada, hayal gücünün sınırlarını zorlayacak kadar çeşitli mitlere ilham olmuştur. Kutsal kitaplarda Canavar ya da Leviathan adıyla geçer, bu büyülü yerin esintileri bazı kaynaklara göre Bermuda şeytan üçgeni inancına ya da Atlantis'e dek ulaşmaktadır (Lee, R. & Derichs, G., 1993). Adanın gerçek ismi asla konulmadı mı yoksa zamanla zihinlerden silindi mi bilinmez, fakat halkının hala canlı ve özgür olduğu çeşitli zamanlarda uyanan bir dedikodu halini almıştır. Emmanuel de Rougé tarafından 1855'te yapılan arkeolojik çalışmalar ortaya çıkarmıştır ki Denizîler olarak adlandırılmış gizemli bir topluluk Bronz Çağın çöküşünü başlatan olaylar silsilesine öncülük etmiştir. Objektif bir bakış açısıyla söylenebilir ki henüz bu raddede hiçbir değişiklik insan elinden çıkmamıştır, konunun üzerindeki gizem perdesini de aklımızda tutarak bu meselede büyü olduğunu düşünebiliriz. Mısır, İsrail, Türkiye ve Yunanistan başta olmak üzere Akdeniz ve Ortadoğu tarihinde isimleri tutarlı bir şekilde yankılanması, kitabın ilerleyen bölümlerinde detaylandıracağım üzere unutulmuş Denizîler ile Leviathanvari mitlerin özünü bağlayan nokta halini alır. - Samuel N. Coleman (Büyücedünyanın Gizli Öğretileri, 2020)
Dünyadaki hiçbir isim bildiğimiz gibi değilken bile büyücüler ve cadılar yüzyıllardır zulme uğruyordu. Yeni tek tanrılı dinler ve bu uğurdaki savaşların insanların aklını bulandırmasıyla o zamana dek her türlü yardım için başvurdukları bu kadim öğretilerin öğrencilerini düşman edinmişler, tek doğrularını dikte etme yönünde soykırım raddesine gelecek vahşetlerde bulunmuşlardı. Hayatta kalan bir kısımları boyun eğmeye devam etti, insanların kurallarını kabul ederek arkaplana karıştılar zamanla. Gizli ve yarım da olsa o dünyanın içinde kendilerine başka bir dünya kurabilmişlerdi, buna da şükür diyerek yaşamaya devam etmekte bir beis görmediler. Vahşet asla tam anlamıyla dinmedi, fakat başka türlüsünü bilmemenin umursamazlığı içerisindelerdi henüz.
Her topluluğun içinde birden çok topluluk olduğunu unutmamak gerekiyor. İnsanlar arası teknolojinin durdurulamaz bir hızda ilerlediği toplumlar olduğu gibi bunu ağırdan alan ilkeller de vardır, Amazonların ücra köşeleriyle Asya uçlarındaki adacıklarda aynı topluluk olduğunu söylemek zorlaşır böyle bir noktada. Büyücedünyada bu ayrımı en keskinleştiren durum, Leviathan’ın varlığıdır açıkçası. Anlaşmak, uyum sağlamak ve insanlarla birbirlerini asimile ettikleri bir uykuda yaşamak istemeyen bir büyücü grubunun büyüklüğü hiç de az değildi. İçlerinde bir öfke ya da nefret yoktu, sadece doğruyu bildiklerine dair büyük bir inançla Malta’dan ayrıldılar. Ayaklarının altındaki kara parçasıyla. Koskoca üç kasaba kadar antik büyücü, hele ki özgüvenlerinin temeli varsa eğer, kendilerine yeni bir dünya kurmak için eskisinden haklarını alarak gidebilirlermiş meğer. Sürekli insan bakışlarının ortasındaki büyücedünyayı gizlemek daha zordu Leviathan’a kıyasla, okyanuslarda gizemlice dolaşan bir ada pek çok açıdan ihtiyaçlarını karşılıyor. Elbette hiçbir şey sadece kendi içerisinde varolarak sonsuza dek devam edemez, bu sebeple adaya giriş çıkışlar oldukça boldur. Gerek nesillerdir burda yaşayan aileler, gerekse kaderin buraya davet ettiği yolcular dış dünyanın da aktif parçalarıdır. Bildiklerini yavaş yavaş yaymak için dolaşmaları ve her zaman daha çok öğrenmeleri gereklidir.
Bu oluşumda devletin elini hissedemezsiniz. Savaşlar ve çatışmalar herkesin bir parçası, kontrol etmeyi öğrendiğimiz kadarıyla da kontrol edilmekten arınırız. Aynı sırrı paylaşan bir topluluk bile her hücresine dek farklılıklardan oluşur, ve bu akışın farkında olarak doğruya ulaşmaya birlikte çalışırlar. Bir oyunu herkes kazanamaz, fakat bunun olması için illa ki herkesin değişip şartlara adapte olması gerekir. Bunun özgürlüğü paylaşıldığında gerçek bilgiyle aramızda bir şey kalmayacağı inancı, Leviathan'ı hareket ettiren güçtür.
| |
|